Acil Servis

#00408#HASTA YAKINI GÖZLEMLER-“ARTIK” HASTALIK YOKTUR, HASTA VE HASTA YAKINI VARDIR.

.

Alttaki haber “malesef ” artık insanlarımızın “ne de olsa bir şey olmuyor mantığının” bir göstergesi ve bizlerce de artık psikiyatrideki “güzel aldırmazlık” durumu oluşturduğu bir durum oldu,her geçen gün yeni bir haberini almaktan malesef sıkıldık,umarım caydırıcı önlemler bir an önce alınır diyerek uzatmayayım.Benim burada dikkatimi çeken nokta hasta yakınının PROGRESİ gözlemlemesi ve süreçte bir tıkanıklık olduğunda SUÇLAYACAK birini aramaya meyil edebilmesi,bizler hekimler olarak bir hasta hakkında konuşurken(konsültasyon vb) hekim arkadaşa verilen tıbbi bilgi (mümkünse hasta ve hasta yakının yanında OLMADAN ) görüşülmeli,hasta ve yakınına bilgi verilecek ise TEK bir hekim tarafından süreçle ilgili bilgi verilmelidir.Bu şikayet belgesinde dikkat etti iseniz hasta yakınının herşeyden bilgisi var,”beyin cerrahına ATTI,o bizlik değil dedi.Acildeki hekime bağırdı” 
ve benzeri gibi.Bizim Türk milletinde olaya dahil olmaya MEYİL in fazla olduğunu gözlemlemişsinizdir,yargısız infaz durumu da az olmamaktadır kimi zaman.Burada hekimler ile ilgli veya hastanın süreci ile ilgili sevki hızlandıracak bir durum gittiği yerde “kuş kondurulacak” durum da olmayabilir,ancak hasta yakının hastasının BEYİN KANAMASI bilgisini alması ve süreçle ilgili kendine pay çıkarması olası,o yüzden BEYİN KANAMASI bilgisi verilen hastaya ek bilgi vermek de gerekir(ilgili uzman tarafından) ,yoksa bekledikçe sinirleri gerilen -“adamı olmayanın işi görülmüyor” moduna girmesi vs(ki hızlı sevkinin acil gerekmemesine rağmen ) ile ŞİDDETE meyil edebileceğini gösterir.Dolmuş bir şekilde son çare olarak SABİM i aramaya karar vermiş.Oradaki görevliler durumun MEALİNİ hasta yakınına belirtirse ne ala,(ek parantez SABİM ile ilgili bu görüşteyim https://www.medimagazin.com.tr/…/tr-doktorlar-duygusal-insa…ayrıca tartışılabilir) diğer türlü bu vb benzer durumlarda istenmeyen durumlar ile karşılaşılabilir.

ÖZETLE:
1-Hasta yakını hastasının hastalığı ile ilgili bilgi alma hakkına sahiptir.Hasta yakınına “beyin kanaması ,kalp krizi” gibi ön tanılar söylendiğinde süreçle ilgili de bilgi verilerek rahatlatılmalıdır.(rahatlatma derken hasta güle oynaya eve gidecek imajı değil gereken ilk müdahale yapıldı, tedavisi planlandı gibi..)Diğer türlü hasta yanında hasta yakını anksiyetesi-istenmeyen durumlar ile karşılaşılabilir
2-Hekimler arası diyalog hastanın yanında olmamalı,belli periyodlar halinde işlere son karar verildikten sonra bilgilendirilmelidir.(örneiğin “sevk edeceğiz” denir sonrasında vazgeçilebilir vb,hasta yakını bu durumu ÇÖMEZ DOKTOR-İŞİ BİLMİYOR olarak anlamlandırabilir.( hastanın tetkikleri muayenesi konsültasyonu tamamlanıp son karar şekli ile anlatılmalı, süreçten çok ayrıntıya girmeden aralıklı bilgi verilmelidir.Her söylediğiniz kelime ile birlikte -mimik- hareket- giyim dahil herşeyin sözünüzün güvenilirliğine anlam katacağını biliyorsunuz , anlatmama gerek yok 😊
3-Hekimler zaten söylemeye gerek yok ama olsun;meslektaşlarını hasta ve hasta yakınının yanında bağırma-azarlama gibi durumlara kesinlikle girmemelidir.Böyle bir şey insani de değil -eğitici de değildir.(hepimiz insanız sonuçta uzmanı kadar bilemeyebiliriz,hatalar vs olabilir)
4-Haberde dikkatinizi çekiyor ise hastane ve doktor isimleri verilerek bu gibi durumlar alenen medyaya yansıtılıyor malesef,yargısız infaz(basında) şekil 1 a durumlar olabilir,bu açıdan da habere konu olmak istemezsiniz. Çamur at izi kalsın manşetten haber, 3 .sayfadan tekzip misali.
5-“Ya bunlarla da mı uğraşacağız” diyen dostlara bundan sonra benim yazılarda sık duyacağınız modifiye sözümle bitireyim; artık “hastalık yok hasta vardır” devri değil , “hastalık yok hasta ve YAKINI “vardır.Tedavi planı nacizane önerim bunun üzerinden biyopsikososyal yaklaşım gerektirir.Kendi ruh-beden sağlığımızı koruma açısından da.İyi çalışmalar diler , yapıcı eleştiriye herzaman açık olduğumu belirteyim, sizlerden de katkı düzeltme yorum bekliyoruz..

https://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-hasta-yakini-doktor-sikayeti-icin-sabime-yazdi-illa-biz-bunu-dovelim-mi-2-12-77580.html?fbclid=IwAR2Xr8wrzICt3w8Cc-lhemdNU0KhxHQIJzupH3zQxe4b9HdUuN0ytELoHhc

Burak Ölmez

Büyük Türk hakanı Atilla; "Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!" demiş. "Ama nasıl olur?" demişler. "Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?" Atilla cevap vermiş; "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır" (teşbihte hata olmasın) bir "tüyo" bazen bir "hayat"kurtarabilir felsefesinde bir insan,bir hekim..
Başa dön tuşu