Paylaşan Notu: Benim de hocam olan Bülent Kara hocamızın önerilerini paylaşmak istedim,altta da ateş fobisini anlatan hem güldüren hem düşündüren bir şiir 🙂 aile eğitimi çok önemli,iyi çalışmalar.Yazının tamamını okumanız da önerilir.İyi akşamlar
Antipiretikler Zararlı mı?
Ateşin koruyucu bir rolü olduğu düşünülmekle birlikte, ateşin düşürülmesinin hastalığın süresini uzattığı ya da yan etkilere
yol açtığı gösterilememiştir. Antipiretiklerin(Aspirin ve bazı NSAİ ilaçlar dıþında) zararlı olduğuna dair bir kanıt olmaması nedeniyle ailelere gereksiz antipiretik kullanmamalarını söylemek her zaman kolay olmayabilir. Antipiretik verilmesinin gerçek endikasyonları, ateşi düşürmekten çok ailenin gerilmini ve çocuğun huzursuzluğunu azaltmaktır.
Hekimlere ateşe yaklaşım konusunda öneriler:
1- Vücut sıcaklığının oral ölçümde 37.8 C, rektal ölçümde 38 C’nin üzerinde saptanması ateş olarak kabul edilir. Sıcak bir günde ateş 38.0-38.5 C arasında ölçülüyorsa ateş tanısını koymadan önce çocuğu yarım saat kadar serin bir ortamda tutup ateşini yeniden ölçün. Yüksek ateş vücut sıcaklığının 40.5 C’nin üzerinde ölçülmesidir. Ateşin zararlı etkileri 41.1 C’den önce başlamaz.
2- “Ateşin kontrolü” terimi yerine “ateş tedavisi” terimini kullanın. Eğer ateşin kontrolü ifadesi kullanılırsa, aile bir şey yapmadığında ateş kontrolden çıkacakmış gibi algılar. Ailelere vücudun bir ateş termostatı olduğu ve genellikle bu termostatın ateşi 41.1 C’nin altında tuttuğu söylenmelidir. Ateşin düşmeksizin bu düzeyin üzerine çıkmasının beklenen bir şey olmadığı açıklanmalıdır.
3- Antipiretik uygulamayı ateş 39 C’nin üzerinde olduðunda ve çocuk ateş nedeniyle huzursuz ise önerin. Aileleri düşük düzeyli ateşte tedavi gerekmediğine, bu durumda çocuğun üzerinin hafif giydirilmesinin ve bol sıvı verilmesinin yeterli olacağına ikna edin.
4- Ilık uygulamayı sadece antipiretiklere yanıt alınamadığnda, çocuk çok huzursuzsa ve ateş 40 C’nin üzerinde olduğunda yaptırın. Antipiretikler ılık uygulamadan bir saat önce verilmeli, böylece hipotalamik “set point” düşürülmeye çalışılmalıdır. Ilık uygulama antipiretik verilmeden yapılırsa çocuk rahatsızlık duyar ve titremeye başlar, çünkü hipotalamus vücut sıcaklığının düşmesini dengelemeye çalışır ve ılık uygulama sonlandırılır sonlandırılmaz vücut sıcaklığı önceki düzeyine döner.
5- Ateşe sakin bir biçimde yaklaşılmalıdır.Ateşli bir çocuk getirildiğinde hızla ılık uygulama yapılması ya da ateş 38 C’nin altına düşmeden evine gönderilmemesi gibi yaklaşımlar sakıncalı olabilir. Ateş 41 C’nin üzerinde olmadıkça ya da febril konvulziyon dışında daha rahat davranılabilir. Her muayene edilen çocuğun vücut sıcaklığının ölçülmesi de ailelerde saptanamayan ateşin zararları konusunda tedirginlik yaratabilir.
6- Ailelere “dönüşümlü olarak aspirin ve parasetamol ya da NSAİD ve parasetamol gibi kombine antipiretik tedavilere gerek olmadığını” söyleyin. Bu agresif yaklaşım ailelerde ateşin çok önemli bir sorun olduğu konusunda yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Dönüşümlü tedavinin bir başka sakıncası da yanlışlıkla iki doz aynı ilacın üst üste verilip
entoksikasyon riskinin yaratılmasıdır. Kombinasyon tedavisi febril konvulziyon öyküsü olan çocuklarda gece yatma zamanına yakın dönemde mantıklı olabilir.
7- Aileleri “çocuklarını ateş ölçümü ya da antipiretik ilaç vermek için uykularından kaldırmalarına gerek olmadığı konusunda bilgilendirin. “Uykunun hasta bir çocuk için değerli olduðunu” söyleyin.
8- Her antipiretik dozu öncesi ateş ölçülmeli ve ateş normal ise
gereksiz antipiretik verilmemelidir. Ancak çocuk huzursuz ise vücut sıcaklığı ölçülmeden de antipiretik verilebilir. Antipiretik verilmesine karşın çocuk hala huzursuz ve sıcak ise ateş yeniden ölçülmelidir. Böylece ateşi 41 C’nin üzerinde olan çocuk gözden kaçmamış olur.
9- Febril konvulziyon geçiren çocuklarda özel önerilerde bulunmak gerekebilir. Bu çocuklarda ateşin ilk bulgusu ortaya çıktığı andan itibaren antipiretik tedaviye başlanabilir. Tedavi dört saat arayla en az 24 saat boyunca sürdürülmelidir, çünkü %81 çocukta febril konvulziyon hastalığın ilk 24 saati içinde ortaya çıkmaktadır. Bu çocuklar gece boyunca bir kez antipiretik vermek için uyandırılabilir.
10- Aileleri çocuklarının belirtilerini gözlemelerinin ateþi izlemelerinden daha anlamlı olduğu konusunda ikna edin. Ateşli bir çocuğu olan aileyi dispne, dizüri, deliryum, irritabilite, ağrı ve inleme gibi bulgular varlığında doktorlarını aramaları gerektiği konusunda eğitin. Tek başına ateş yüksekliği için rektal ateş 40.6 C’yi geçmedikçe, çocuk üç aylıktan küçük değilse doktorun aranması gereksizdir. Ateş, belli bir odak olmadan 24 saatten ya da odak varlığında 72 saatten uzun sürüyorsa ya da çocuğun altta yatan önemli bir hastalığı varsa doktorun hemen aranması gerekir.
Ailelerin Ateş Konusunda Eğitimi :
Ailelerin ateşin tedavisi konusunda en sık yaptıkları hatalar çocuklarına yeterli sıvı vermemeleri, ilaç dozlarında yanlışlık yapmaları (genellikle düşük doz) ve ılık uygulamada olması gerekenden soğuk su kullanmalarıdır. Bu nedenle gerek hasta gerek sağlam çocuk izlemlerinde ailelerin bu konularda bilgilendirilmeleri gerekir. Olağan sağlam çocuk muayenesinde ateş eğitimi için en uygun zaman dördüncü ya da altıncı ay
kontrolleridir. Bu kontrollerde vurgulanması gereken konular şunlardır:
– Ateşin kesinlikle tedavisi gerekmez,
– Ateşin zararlı etkileri çok enderdir.
– Ateş vücudun enfeksiyona verdiği normal bir yanıttır, hatta bazen yararlı etkileri olabilir,
– Ateş bazı sık görülen virüslerin çoğalmasını engeller.
Ayrıca, ailelere ateş konusunda aşağıdaki bilgi ve becerilerin kazandırılması gerekir:
– Ateşin tanımı,
– Ateşli çocukta ateşin nasıl izleneceği,
– Ateşin, enfeksiyonla savaşta yararlı olabileceğinin anlatılması,
– Ateş 41 C’nin üzerinde olmadıkça tek başına çocuğa zarar vermeyeceği,
– Antipiretiklerin ne zaman verilmesi gerektiği ve dozları,
– Ilık uygulamanın ne zaman yapılacağı,
– Klinisyenle ne zaman iletişim kurulması gerektiği (Tablo 2 ve 3),
– Rektal, aksiller ve oral ateş ölçümü (Tablo 4).
Bu eğitim ile gereksiz telefon görüşmeleri ve muayeneler, ateşsiz çocuklara gereksiz antipiretik uygulamaları azaltılabilmektedir.
TAMAMI: http://www.ttb.org.tr/STED/sted0103/cocuklukta_ates.pdf