Dr.M.Burak ÖLMEZ

#00352#TECRÜBEYİ, TECRÜBE EDENDEN; TECRÜBE ETMEDEN ÖĞRENMELİ !

TECRÜBEYİ, TECRÜBE EDENDEN; TECRÜBE ETMEDEN ÖĞRENMELİ !

Dünkü “kaşeyi ortalarda bırakmayın” önerisine bir çok ;”kaşe hukuki geçerliliği olan bir şey değildir””sahtesi yapılabilir” şekli ile HAKLI ve DOĞRU yorumlar geldi,hukuki geçerliliği eninde sonunda ortaya çıkabilir suistimailinde ,ancak süreç yorucu olabilir,halk tabirinde ” topa girmeyin” -kendinizi sağlama alınız”,nöbet sonrası kaşe ortamda bulunmamalı,kaşenin sahtesini yapmak ile kullanılması ile sizin “ihmaliniz-dikkatsizlik” sonucu “sizin” kaşenizi kullanılması” farklı durumlardır. Dİkkat etmekte fayda var diye düşünüyorum.

Altta mahkeme gidişatı (baya baya uzun bir yazı sabredip okuyabilirseniz.Hukuk günümüzde ince eleyip sık dokuyor haklı olarak,sizinle uzaktan bağlantılı bir durumda bile sizi sorgulayabilir,süreç sonunda ceza ile sonuçlanmasa da zor arkadaşlar ,dediğim gibi bilin ,gardınızı alın,gerisi herzaman Allah a emanet ..Alttaki vakada psikiyatrik intihar eğilimli bir hastanın tedavi süreci yanında ,ortam ile ilgili tedbirler açısından dahi sorumlu tutulabileceğiniz (sonunda belki ceza almayacak çıkmayacak ancak bu süreç kaç sene sürer bilinmez) yeni arkadaşlara nacizane öneridir..

Alttaki mahkeme sürecinden bizim kendimize çıkaracağımız ders intihar eğilimli olduğunu düşündüren veya belirten kişileri mutlaka tedavi süresince göz önünde , kendisine zarar verebilecek olasılıkları ekarte ettiğimiz müşahade şartlarında , en kısa zamanda psikiyatri ile konsülte edip çalıştığınız yerde var ise orada yok ise sevk ederek tedavi planlaması açısından yönlendirmeli.

İyi çalışmalar

ÖZET:
Kendisine zarar verecek hastanın, durumuna uygun odalar tahsis edilmekle birlikte, odaların hastanın zarar görmesini engelleyecek nitelikte olması da şart koşulmuştur. Bu bağlamda, odalarda özellikle elektrik anahtarı ve prizinin bulunması da yasaklanmıştır. Davalı hastane işleteni, olay yerinde bulundurmaması gereken televizyon anten kablosunun hasta tarafından ele geçirilmesine engel olmayarak, kendisini bağlayan emredici hukuk kurallarına da aykırı davranmıştır. Ayrıca Hasta Hakları Yönetmeliğinin 37.maddesinde öngörülen hastanın can güvenliğini sağlama görevini de bu konuda gerekli tedbirleri almayarak yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Böylece, hastanın intiharını engelleyecek yeterlikte ve nitelikte tedbirleri almayarak davacıların murisinin intiharını gerçekleştirmesine engel olamadığı gibi, bu konudaki emredici hukuk kurallarına da aykırı davranan davalı hastane işleteninin, davacılara karşı tazminatla sorumlu olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas No:20../393
Karar No:20../452
K. Tarihi:21.10.20..

Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; …1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.04.20.. gün ve 20..418 Esas, 20../119 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28.1.20.. gün ve 20../12489 Esas, 20../901 Karar sayılı ilamı ile, (…Davacılar, murisleri B. S..’nın ağır psikolojik travma geçirmesi ve intihar etme eğiliminde bulunması nedeniyle davalı doktorun önerisi ile 25.5.20.. tarihinde davalı hastaneye yatırılarak tedavisine başlandığını, murislerinin hakkında düzenlenen değerlendirme formunda ve yapılan psikiyatrik muayenede intihara eğilimli olduğunun belirtilerek intihar düşüncesinden dolayı sürekli olarak yakın gözetim altında bulundurulmasının gerekmesine rağmen gerekli önlemler alınmadığı için murisin 26.5.20.. tarihinde intihar ederek vefat ettiğini, murisin yanında televizyon kablosu bulundurulmasının ağır kusur teşkil ettiğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 3000 YTL. Maddi, 95.000 YTL. Manevi tazminat istemişler, 24.5.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile de 62.000 YTL. Maddi tazminatın ilavesiyle birlikte tahsilini talep etmişlerdir.

Davalı hastane, davacıların murisinin tedavisine başlanarak tek kişilik odaya alındığını, 26.5.20.. tarihinde öğlen yemeği sonrası boş tabakların hasta bakıcı tarafından mutfağa götürülmesini fırsat sayan müteveffanın boş olan bir odaya girerek odada bulunan ve kullanılmayan televizyon anten kablosu vasıtasıyla intihar ettiğini, olayda kusurlarının bulunmadığını savunmuş, diğer davalı doktorda olaydaki tek fonksiyonunun davacıların murisinin yatarak tedavi görmesini davacılara önermek olduğunu, muayenenin başka doktorlar tarafından yapıldığını, olayda sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle ve olayda davalıların kasıt, kusur ve ihmalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların davalı Doktor .. K..’ya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, tedavi hizmetini üstlenen doktor ve hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, her ne kadar hasta, doktorunun önerisi ile de olsa bir özel hastaneye tedavi için başvurmuş ve kabul edilmiş ise, taraflar arasında tam bir tedavi sözleşmesinin kurulduğu kabul edilmelidir. Hasta, özel hastaneyi tercih ederken o hastanede verilen hizmetin niteliğine ve kalitesine güvenerek gelmektedir. Hastane de, tedavi ile ilgili hizmetin verilmesinde üst derecede özen ve sadakatle görevini yapmalıdır.

Somut olayda, davacıların murisi B. S..’nın 25.5.20.. tarihinde davalı hastaneye davacılar tarafından getirildiği, hastaneye yatırılmadan önce yapılan psikiyatrik muayenesinde murisin kendisini öldüreceğini söylediği, murisin eşinin de hastanın evde iken pencereden atlamaya çalıştığını belirttiği, alkol kullandığı için tedavi gördüğünün yazıldığı ve intihar düşüncesi içinde olması nedeniyle hastanın yakın gözleme alınması gerektiğinin belirtildiği ve buna ilişkin form düzenlendiği anlaşılmaktadır. Gece boyunca davalı hastane de tek kişilik odada tutulan murisin 26.5.20.. tarihinde diğer hastalarla birlikte toplu olarak yemek yedikten sonra yemek bitiminde odasının yanında boş bir odaya girerek elbise dolabının arkasında bulunan TV anten kablosunu kullanmak suretiyle intihar ettiği ve murisin hastanede görevli temizlik görevlisi A.T.. tarafından bulunarak durumun görevlilere bildirildiği ve ancak kurtarılamayarak vefat ettiği davalı tanıklarının beyanları ile sabittir. Hemen belirtmek gerekir ki intihar etme düşüncesi bulunan ve bu nedenle yakın gözlem altında bulundurulması gerektiği davalı hastanece de kabul edilen davacıların murisinin yemek yemeğe gittiği esna ile yemek sonrasında odaya dönüşü sırasında ve odasına girinceye kadar yakın gözlem altında bulundurulması ve yakın gözleminde bu hususta ehil hastane personelince yapılması gerekir. Oysaki davalı hastanenin bu husustaki sorumluluğunu yerine getirmediği dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, murisin odasının yanında bulunan boş odaya girmesine de engel olunmadığı ve bu odada bulunmaması gereken TV kablosunu kullanan murisin intihar etmesi nedeniyle kusur ve ihmalinin bulunduğunun ve murisin intihar etmesi ile davalı hastanenin bu kusur ve ihmali arasında illiyet bağının olduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, davalı hastanenin olayda kusur ve ihmalinin bulunduğu kabul edilerek hâsıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir….

DEVAMI İLGİLİLER İÇİN LİNKTE:http://www.hukukmedeniyeti.org/karar/5987/intihar-egilimi-tasidigi-belirtilen-hastanin-yatir/?v=list&aranan=malpraktis&fbclid=IwAR0Ani0uq4VvdwOWpJchhFzudPrPeSm8JDgQ1ubiJDqj28jvwzzGDv1aDmc

Burak Ölmez

Büyük Türk hakanı Atilla; "Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!" demiş. "Ama nasıl olur?" demişler. "Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?" Atilla cevap vermiş; "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır" (teşbihte hata olmasın) bir "tüyo" bazen bir "hayat"kurtarabilir felsefesinde bir insan,bir hekim..
Başa dön tuşu