- Aciltıp.com’dan alıntıdır. (Dr. Çağdaş Can’ın izniyle) Bağlantı için TIKLAYIN

Acilde İletişim
‘Arabanın içi diskotek gibi olacak’
Erci E
Çağdaş Can (Çağdaş): Hepiniz hoşgeldiniz dostlarım, EMD@TE’den sonra görüşememiştik, iyi geldi bana sizleri görmek, çok teşekkür ederim katıldığınız için. Gruptan bir şey değil, ne demek, tamam geç bunları konuya gel gibi mırıltılar yükseliyor, kelimeler birbirine karışıyor. İletişimle ilgili yakın zamanda herhangi bir sorun yaşadınız mı, …., . ıh.,…..evet, Sarper bey, sizinle başlayalım.
Sıtkı Sarper Sağlam (Sarper): Evet, yaşamaz mıyız. Her zaman yaşamaya meyyal bir ortam var zaten. Hem burası insan ormanı. Ağaç gibi insan var. Ağacın da türlü türlüsü var elbet. Meşeyle kavak bir mi?!
– Kapalı oturum açık havada, ormanın ortasındaki çimlerin üstünde yapılıyor, konuşmacılar taburelere oturmuşlar, birbirlerini dinlerken etrafa bakıyorlar, kelebek avlama festivali sebebiyle orman avcılarla dolu, avcılardan bir tanesi kelebekleri el bombası ile yakalamaya çalışıyor, kelebekler vadisi valisi sürdüğü helikoptere zincir ile piyano bağlamış, avcıların üstüne atmak için havada daireler çiziyor, bu nedenle davetliler biraz tedirgin.
Çağdaş: Gerçekten üzücü, acil servislerde oluyor böyle tartışmalar, kavgalar, engellenemiyor sadece olayın enerjisi düşürülüyor veya durum izole ediliyor, keşke kaynakta söndürsek alevi.
Ömer Faruk Aydın (Ömer): Maalesef diye başlamak gerçekten artık alışkanlığımız oldu, bir şey alırken, bir şey verirken ve bir şey isterken…. Artık maalesef diyerek başlıyoruz ve öyle bitiriyoruz. Şiddet hayatımızın her anında ve sanki standart bir yaklaşım gibi olmuş neredeyse. E tabi hal böyle olunca sağlık alanında da olmazsa olmazlardan … Çok yazık ki sanki normal bir şeymiş veya öğrenilmiş çaresizlik gibi paylaşır olduk artık.
Şiddet uygulayan kadar, şiddete maruz kalan da normal değil bence… Şöyle ki; ortada bir sorun var ve ilginç olan; sorunu olan kişi sorunu çözecek olana karşı şiddet uygulayarak sorunun daha çözümsüz bir hal almasına neden oluyor… Çok daha ilginç olan da “şiddet uygulayanın sorunu var, mazur görün” diye bir algı oluşturuluyor. Yahut şiddete maruz kalan şikâyetinden, dâvâsından, adalete olan güvensizliğinden dolayı vazgeçiyor. Bir süre sonra da bu davranış öğrenilmiş çaresizliğe dönüşüyor…
Toplumda belli bir yaş üzerindeki insanlarda şöyle bir algı vardır; “koca döver de, sever de”. Ve bu inanışla evliliğine devam eden bu yaş gurubunda, boşanma davaları, şiddetli geçimsizlik, karı-koca cinayetleri günümüze göre çok daha azdır. Çünkü taraflardan birinde öğrenilmiş çaresizlik nedeniyle durumu kabullenme vardır. Şimdi bize dönecek olursak; ya bir süre sonra bu durum öğrenilmiş çaresizlik olup “karı-koca” ilişkisine dönecek ve “Evet, vergi veriyor, benim maaşımı ödüyor, karnımı doyuruyor … bu durumda beni pekala dövebilir. Yoksa açlıktan ölür açıkta kalırım !!!” Şeklinde bir kabullenmeye dönüşecek veya daha basit bir fizik kuralı çerçevesinde etki-tepki ilkesiyle; “Sen beni darp ediyorsun da, benim de elim armut toplamıyor dur ben de seni bir darp edeyim…” şeklinde karşılık bulacak. E medeni bir toplumda yaşadığımızı ve meslek gurubumuzun belli bir IQ seviyesinde olduğunu hatırlarsak; bunun biraz daha medeni, kanun ve nizama uygun şekliyle “Madem şiddet var, o halde geri çekiliyorum, sorun çıkaracak hastaya daha baştan hiç yaklaşmıyorum, zor hastalıkların olduğu birimlerde çalışmıyorum, stresli ve riskli birimlerde uzmanlık yapmıyorum, bu şartlar altında çalışacağıma istifa ediyorum, MADEM ÖYLE BEN DE ÇALIŞMIYORUM, YAPMIYORUM, ÇEKİLİYORUM !!! BUYURUNUZ, DOKTORSUZ KALINIZ” şeklinde bir kaşılık bulacaktır diye düşünüyorum.
Son bir söz; bu durumda ben ne mi yapıyorum;
- Hasta baktığım alanda; kesinlikle ciddi bir yüz ifadesi, hafif yüksek bir ses tonu ve kısa cümleler kurarak iletişim sağlıyorum.
- Birçok hastayla göz teması kurmuyorum, eğer karşımdakinin istismar ettiği bir durum var ve konuyu sonlandırarak kavgaya ilerlemesini istemiyorsam, o zaman göz teması kuruyorum ve kendimden emin, net ifadelerle “bakın beyefendi, hanımefendi, durum şundan ibaret, benim uzmanlık alanım yahut kliniğimle ilgili olan durum bu, sizin probleminizin çözümü benimle alakalı değil…” diyerek konuyu kapatıyorum. Çünkü biliyorum ki kavgaların bir çoğu aslında o an o birimde bulunan ve şiddete maruz kalan kişinin kendisiyle ilgili olmayan bir konu nedeniyle oluyor.
- İlla da kavga çıkarmak isteyen ve asla aldığı hiç bir şeyden memnun kalmayacak birisi var ise, kendisiyle mümkün olduğunca hiç bir şekilde muhatap olmadan, konuyu var ise eğer en başından güvenlik görevlilerine iletip şahsı alandan çıkarmalarını istiyorum. Bu mümkün değilse kendime işlemi uzun sürecek ve yakınları olan bir hasta seçip onun tedavisi ile ilgileniyorum ve problem çıkaran şahsa “Şu an bir hasta ile ilgilendiğimi, eğer beklerse kendisine de yardımcı olacağımı ancak mevcut hastamı bu şekilde bırakamayacağımı belirtip hasta yakınlarının nazarını şahsın üzerine çeviriyorum.” Ya da alandaki diğer hastaların haklarının istismar edildiğini, tedavilerinin geciktiğini düzgün bir lisanla belirtiyorum ve yine alandaki tüm hasta ve yakınlarının nazarı şahsın üzerine yöneliyor…
- Kavga kaçınılmaz ve şahsın anlama ve değerlendirme yetisi yoksa en kısa sürede kendisini etkisiz hale getiriyorum. Sağlık ve selameti açısından ABC güvenliği sağlayarak hipno sedatif ilaçlarla kendisine ve etrafa zarar veremeyecek şekilde ta ki imkan varsa sakinleşip kendine gelinceye kadar veya bu da olmuyorsa sedasyon altındayken fiziksel kısıtlama sağlayıp kolluk kuvvetlerine teslim ediyorum.
Ama bazen illa ki şiddet kaçınılmaz oluyor ve tüm bunlar mümkün olmuyor o zaman da alanı terk etmek mümkünse alanı terk ediyorum ve kolluk kuvveti gelene, kavgacı şahıs uzaklaştırılana kadar alana girmiyorum. “ÇÜNKÜ ÖNCE BENİM SAĞLIĞIM VE ÖNCE KENDİME ZARAR VERMEMEM LAZIM” bu da mümkün değilse kendimi korumak ve gerekirse şiddete şiddetle karşılık vererek defetmeye çalışmak son baş vurulacak çare olsa gerek…
Çağdaş: Gerçekten etkili yöntemler Ömer bey.
– Kelebek avcılarından biri ‘yakaladım, yakaladım, altın renkli kelebek benim artık’ diye bağırarak nehre doğru koşuyor, boğulma başladı, EMD@TE üyeleri suya doğru hareketleniyor, adamı kurtaracaklar, tam bu anı kollayan vali helikoptere iliştirilmiş piyanoyu avcıların üstüne bırakıyor.
Bu on iki iletişim hatasına ne bir madde eklenebilir, ne de çıkarılabilir, bir kelimesi bile değiştirilemez, parçalanıp yok edilemez, doğadaki tahta, su, ateş, hava ve toprak gibi (Çağdaş).
- Hastanın kan B-HCG düzeyi azalıyor, spontan abortus, ağlıyor, yanlış iletişim kontrollerinizi aksatmadınız değil mi olurdu, doğru iletişim ise zor bir durum, sizi bir süre yalnız bırakıyorum olmalıydı, sakinleşmek için boş alan yaratmak gerek (Çağdaş).
- Daha on beş yaşında, fenitoin kullanıyor, epilepsi hastası, ilaç düzeyi istenen düzeyin altında, yanlış iletişim, sürekli nöbet geçiriyorsun ve sorumlusu sensin dersen olur, doğru iletişim ise her gün ilaç kullanmak zor olmalı demek, yargılayıcı olmayın, ilişkiyi antagonize etmeyin (Çağdaş).
- Sarper: Mesela bir ilaç bağımlısı geldi. Bana aldolan (narkotik ilaçlardan bir tür) yapmazsan seni keserim diyor. Sinkaflı konuşuyor. Hanımlardan özür diliyorum şimdi söyleyemem detayları.. İlacı yapsan bir dert, yapmasan bir dert.. önümde bir sürü hasta var, sonuç muayene bekleyen.. E hadi kardeşim dese ne diyeceksin.. kavga etsen ağzını burnunu kırsan mesela basın hemen manşet yapar. E anama niye sövüyorsun arkadaşım. Neyse hanımlardan özür diliyorum. Acil bazen hakkaten çekilmiyor.
- Göğüs ağrısı, üniversite hastanesi, stajer istemiyor, uzmanla görüşmek istiyor, yanlış iletişim, burası üniversite hastanesi, başka bir hastaneye gidebilirsiniz, doğru iletişim, ben stajer doktor D, sizinle ilgileneceğim, sonrasında sizi uzman doktor ile birlikte tekrar değerlendireceğiz, hastanın doktorunu red hakkı var, stajer doktorların uzman gözlemi altında çalışma hakkı olduğu gibi (Çağdaş).
- Hasta 65 yaşında, PA-Akciğer grafisi yaygın metastaz, hastanın eşi yanında, yanlış iletişim, size kötü haberlerim var demek iken doğru iletişim, sizinle özel olarak görüşmek istiyorum cümlesi, hasta yakınlarını kendi istemeli (Çağdaş).
- Ömer: Bazen babacan olmak ve aileden biri gibi davranarak –aslında empati yaparak– konuşmak gerçekten çok olumlu sonuçlar ve güzel bir iletişim ortamı sağlıyor. Fakat günümüzün değişen sosyokültürel faktörleri nedeniyle olsa gerek bazı hasta ve yakınları tarafından “Hop ! pardon ! bu samimiyet de nereden geliyor, ciddi olalım lütfen !!!” şeklinde bir dönüş olabiliyor.Bu nedenle bence yine de hekim-hasta ilişkisi çerçevesinde kalarak olumlu veya olumsuz haberlerde “sizi anlıyorum, yaşadıklarınızı anlayabiliyorum, evet sizin için zor bir süreç ve zor bir karar, kolay olmadığını kabul ediyorum, kesinlikle çok haklısınız ve ben sizin yerinizde olsam başarabilir miydim bilmiyorum” gibi telkin edici ve sakinleştirici cümlelerle iletişim kurmak herhalde yanlış olmayacaktır. Ama ben yine de eski anadolu kültürünün yozlaştığını veya global dünyaya adaptasyon sağlarken deforme olduğunu düşünerek, babacan doktor olmak kısmında bir adım geride duruyorum.
- Hasta 6 yaşında, ateş ve döküntü şikayeti ile acilde, anne ağlıyor, çocuk göz teması kurmuyor, vücudunda morluklar var, yanlış İletişim, hemen polisi çağırın, doğru iletişim, anne ve çocuktan ayrı ayrı öykü al, diğerlerinin etkisi (Çağdaş).
- Elli yaş, alkolik, yolun tamamı eder, eşi tarafından fiziksel ve duygusal suistimal ediliyor, yanlış iletişim, neden sana böyle davranıyor demek iken, doğru iletişim, evde kendini güvende hissediyor musun olmalıydı, güven öncelikli (Çağdaş).
- Tam 40 yaşında, bayan, karın ağrısı, hemen kolesistit dedin ama hayır değil, Türkçe bilmiyor, 16 yaşındaki oğlu biliyor, yanlış iletişim oğlu ile konuşmayı sürdürmek olur, doğru iletişim ise çevirmen çağırmak, iletişim aynı dilde yapılmalı (Çağdaş).
- Kronik bel ağrılı, doktorunu sana şikayet ediyor, yanlış iletişim tanırım, ben de hiç sevmem dersen olur, doğru iletişim, yakınmalarınızı doktorunuza bildireceğim ile taçlanır, sorunun parçası olma(Çağdaş).
- Hasta 60 yaşında, erkek, pnömonisini tedavi ettin, basket maçı bileti hediye etmek istiyor, yanlış iletişim için futbol olsa daha iyi olurdu de, doğru iletişim için ise hediye kabul etmiyorum demen yeterli, doktor-hasta ilişkisi ve sınırları (Çağdaş).
- Otuz yaşında hasta erkek var karşımızda, tüberküloz tansını kayıtlarda gördün, daha önce bildirilmediğini saptadın, yanlış iletişim, kimse bilmiyor demek, ilk ben bildireceğim hastalığını, bu da başarı benim için, doğru iletişim için, zor durumda olduğunu ve mülteci kimliği ile çalıştığını, belki de bu sebeple işini ve oturma hakkını kaybedeciğini biliyorum ama daha sonra daha büyük sorunlar yaşayacaksın, bu nedenle izin ver, sana yardım edeyim ile süren cümleler, hastanın çıkarlarını gözeterek, hasta için zor olsa da (Çağdaş).
- Yirmi dört yaşında, psöriazis hastalığı var, yüzü, boynu döküntülerle dolu, evden dışarı çıkmak istemiyor, insanların gözünün içine bakamıyor, bazıları hastalığını bulaşıcı zannediyor, halbuki değil, köyde yalnız yaşamak istediğini söylüyor, şimdi senin sıran, yanlış iletişim, onu kenara çekiyor ve bu tiple etrafta gezmeyi düşünmüyorsun değil mi diyorsun, doğru İletişim, hastalığın bulaşıcı değil, sorunla yüzleş, evden dışarı çık, diğerlerine hastalığının bulaşıcı olmadığını anlat, aferin sana doktor, bilgi içeren saygı(Çağdaş).
- Yemedi, içmedi apartmandan atladı, intiharı günler önce planladı, pelvik çemberi kırdı, evre 3 hemorajik şok ile monitörize edildi, beni kurtarmayın diyor, ama ağrımı kesebilirsinizi ekliyor, yanlış iletişim, sen hastanın kararını dinlemeli miyim acaba diye düşünüyor, tedaviyi aksatıyorsun, doğru iletişim, kıdemlin ameliyat hazırlıklarına başlıyor, hastaya 0Rh(-) kan istiyor, intihar edenin gerçeği sorgulama yetisi kaybolmuş bir kere, kendi hayatı için karar alma hakkını kaybetti bile, dinleyeceğin ile dinlemeyeceğin kişiyi doğru seç (Çağdaş).
Yanlış İletişimin Kılavuzu |
1) Sakinleşmek için boş alan yaratma |
2) Yargılayıcı ol |
3) Hastanın haklarını unut |
4) İlk bilgiyi hasta yakınına ver |
5) Diğerleri hep yanında olsun |
6) Güven ortamını parçala |
7) Farklı dilde konuş |
8) Sorunun parçası ol |
9) Doktor hasta sınırlarını yok et |
10) Hastanın çıkarlarını unut |
11) Bilgisiz saygısız davran |
12) Kimi dinleyeceğini yanlış seç |
Ses 1 2
Director’s Corner. Lesson in Emergency Medicine Leadership and Management 2014.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa
Dr Sıtkı Sarper Sağlam, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp, Kayseri
Dr Ömer Faruk Aydın, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp, İstanbul