Merhabalar arkadaşlar,günümüzde hekime yönelik sözel,psikolojik ve fiziksel şiddet haberlerini duyuyor veya malesef yaşadık veya yaşıyoruz.Hizmet ettiğimiz insan bildiğiniz üzere çeşit çeşit.Ben bu yazıda “diğer faktörler(dolduruşlar,şikayet mekanizmalarının artmasının insanlarımızda pervasızlaşma vs artışına girmeyeceğim) sadece hekimler olarak kendimizi nasıl koruruz,toplumda az olmayan oranda psikiyatrik hastalıktan çok “kişilik bozukluğu” na sahip insanların hastalanıp veya rapor vs için tarafımıza başvurduğunda nelere dikkat etmek gerekiri beraberce konuşalım istedim.”Karanlığa küfür etme,bir mum da sen yak(maya çalış)” ile elimizden gelen budur.İnsanı değiştirmeye gücümüz yok, sadece meslek açısından yaklaşımda küçük nüanslar belki “şiddet belasını ” en azından bertaraf eder.Diğer faktörler umarım “ilgili kişilerce farkedilir” ve düzeltilir.
Şimdi şu her makalenin başında olan epidemiyoloji-prevelans kısmının üzerinde biraz durmak istiyorum.
“Türkiye’de nüfusun yüzde 18’i yaşam boyu bir ruhsal hastalık geçiriyor.
-Çocuk ve ergenlerde klinik düzeyde sorunlu davranış oranı yüzde 11.
-Ruhsal hastalığı olan 6 kişiden sadece 1’i yardım arıyor.
-Kardiyovasküler hastalıklardan sonra yüzde 19 ile ikinci sırada psikiyatrik hastalıklar bulunuyor. ”“Ülkemizde kişilik bozukluklarının yaygınlığı ile ilgili araştırmalar yapılmamıştır. ABD ve diğer bazı ülkelerde yapılan araştırmalarda, kişilik bozukluklarının yaygınlığı %10- 30 arasında bildirilmektedir. Sınırda (borderline) kişilik örgütlenmesine ise genel nüfus içinde rastlanma oranı %20-30’dur. Psikiyatrik başvurusu olanlarda ise %40 oranında rastlanır”
Epidemiyolojinin güzel tarafı “bence” sentez edilmesi-düşünülmesi ve ona göre kullanılmasıdır.Gördüğünüz üzere psikiyatrik hastalık hayat boyu geçirme oranı (genel olarak ) %18,kişilik bozukluğu için(ki bu oranlar içinde saldırganlaşma eğilimi olan tiplerin oranı daha düşük tabiki ) ABD de %20-30 civarı bir oran verilmiş.Ortalama hesapla içeriğinden(malesef veri yok ) ben kendi adıma %5-10 baktığım hastaların ya psikiyatrik bir sorunu veya kişilik bozukluğu olma olasılığı var diye düşünürüm .Bu da bir günde 100 hasta bakıyor isem 5-10 kişi demek ortalama.(Çalışılan yere vs göre değişir,anlatmak istediğim noktaya geleceğim).Önce tanıyı koymak gerekirse acile-asm-polikliniğe herhangi bir şikayetle,işe girişe rapor için vs bir nedenle size başvuran hastaların belli bir kısmı bu hastalıklara veya kişilik özelliklerine sahip.Tabi biz nereden bileceğiz hangisi hasta veya kişilik bozukluğu var.Tabi hasta normal olabiliyor yanında gelen hasta yakınında “psikiyatrik hasta veya kişilik bozukluğu” olabilir.Bu arada illa psikiyatrik durum da olmayabilir,şiddete meyillidir veya madde kullanımı olabilir vs.Aile hekimliği sisteminde en geç 1 sene sonunda hastalar ile diyalog kuruldukça,hangi hastanın veya bireyin (var ise )neye eğilimli olduğunu zaten biliyor veya acı tecrübe ile öğreniyoruz.Sonraki gelişlerinde “nabza göre şerbet” durumu ayarlanıyor.Ancak acil servisler veya 2.-3. basamakta kapıdan kimin girdiğini ne özellikte hastalığı var mı vs bilmiyoruz malesef.
Burada birkaç nacizane yeni mesleğe başlamış meslektaşlarıma öneri ile yazıyı uzatmadan bitirelim( bu arada sizlerden de yorum kısmına kendi yorumlarınızı,tecrübelerinizi,YAPICI eleştirilerinizi bekliyoruz)
1-Hastayı karşılamak:Acil servise gelen hasta psikolojisine bazı yazılarda değinmiştim.Kendinizden düşünün ,tıbbı bilginiz yok ve o esnada annenizin babanızın tansiyonu yükseldi,baş ağrısı ile acile başvurdunuz.Sizin beklediğiniz ne ise hasta yakını veya hasta olarak “ona mümkün olduğunca ” yakın davranmak.Bu esnada sizi gözlemleyen “hasta yakınları da ” olacaktır,”geçmiş olsun ne şikayetiniz vardı ?” ile “ne şikayetiniz var?” arasında olan fark gibi.İlgili yüz ifadesi,durumu anladığınızı gösterir bir duruş,ve elimizden geleni yapacağız algısı(beden dili,konuşmanın tonu gibi)dikkat edilmelidir.
2-Sorun Çıkması Durumunda Anlatmak: Hasta ile ilgili veya çalıştığınız yer ile (ilgili malzeme eksikliği vs)gibi durumlar var ise hastanın en akıllı veya yaşlı duran yakınını yanınıza çağırarak bilgilendirmek.(Bu hastanın tıbbi durumu ile ilgili de olabilir).Yine herhangi bir talebiniz var ise (genel konuşarak “müşahadeyi boşaltın” yerine, “ilgili en akıllı duran kişi” üzerinden direktif verdirmek,hasta başında bir veya 2 kişi kalsın dönüşümlü gelsinler )
3-Acil Tanıları Ekarte Etmeli,Semptomu Gidermek veya Azaltmak: Acil durumları ekarte ettikten sonra hasta veya yakınının beklentisi:”geliş şikayetinin azaltılması “veya bir şekilde müdahale edilmesi.Hasta kusma şikayeti ile geldi örneğin beklenti “bir serum tak ” hocam da düzelsin şeklindedir farkettiğiniz üzere.Yoğun acillerde çoğu zaman mümkün olmayan bu durumlarda,parenteral(im ) antiemetik ile hasta ve yakını bilgilendirilerek bekleme salonuna alınabilir örneğin ve tekrarlayan şikayeti olur ile mümkünse müşahadeye alınmalıdır.”Kusma” kendinizden de yaşadı iseniz kişiyi perişan bir durumdur ve bu durumu göre yakınını da “geren” bir şikayettir.İdrar yanması (sistit)mesela oral tedavi ile yönlendirilir ancak bu semptom8kusma vb)-şikayet ile gelene yönetimi biraz farklı olmalıdır.
4- Koordinasyon: Acil serviste olası fiziksel şiddet durumlarına caydırıcı olması amacı ile çalışan özel güvenlik elemanları ile koordinasyonu-iletişimi sağlam tutmak.Muayene odasında olmasa bile kapı önünde beklemesini düzenlemek.Gerektiğinde müdahale açısından da hızlı davranmasını sağlayacaktır.İkili ilişkileriniz de çok önemli çalışma arkadaşlarınızla.
5-Bir şekilde Sözel Şiddet Olur ise: Mümkün olduğunca “sakinliği” korumak,cevap vererek seviyeye inmemek, veya kişinin gereksiz olan bu durumun agreve etmemek.Hasta odayı terkettikten sonra gerekir ise polis çağırmak,hasta ile ilgili şikayetiniz var ise şikayetçi olmak gerekir.Beyaz kod aktivasyonu olacak seviyede bir şiddet durumu var ise beyaz kod verilmelidir.Sözel ile birlikte fiziksel bir durumda oluşur ise ;İlgili amirinize bilgi vererek çalışmanızı engelleyecek boyutta bir durum ise yerinize (mümkünse) görevlendirme yapılarak hizmetten çekilme hakkınız bulunmaktadır.Olay ile ilgili tutanak yazarak bildirmeniz de sonrasında ALO 184,BİMER vs gibi durumlarda “haksız pozisyona veya üzerinden süre geçer ise unutulacak ayrıntılar açısından ” önemlidir.
6- Hasta Gözlemi: Hasta veya refakat eden yakınları hekimin hal-hareket durumunu (müşahade de ise bile gözlemler) aklından geçenler (Gereken yapıldı mı? Teşhis konuldu mu?Hekim güven verdi mi? özetle “hastamla ilgilenildi mi?” vs gibi) ortak alandaki hal hareket ve davranışlar o açıdan da çok önemlidir.Şiddet bir söz ile olmaz kanımca,toplanan hal-hareket veya davranışların “karşı tarafta eşik değerinin durumuna göre ” tetiklemesi ile olur.Bu demek değil ki “suç biz de ” .Kişinin eşiği yoktur zaten şiddete meyillidir veya hastalık(kriz anında ) öfkelenmeye meyillidir.Bu tip kişiler ile mümkün olduğunca hasta kendisi ise kendisine, yakını ise yakınına hızlı tanı-tedavi ve taburcu için uğraşılmalıdır.Ayrıca hekim giyimi(hekim önlüğü,scrubs) ,özbakım (özetle acil servise bakıldığında sizin hekim olduğunuz anlaşılmalı)vs size saygı duyulması açısından da çok önemlidir.
7-Müşahade Yönetimi: Az hasta yakını,az sorun politikası.Kişi hastalandığında ve çevresi duyduğunda “gidelim bakalım ” durumu çok olur farketti iseniz.Kişinin sosyal açıdan sevilme veya “çekinilme” durumu yüksek bir şahıs ise hastane birden hasta ziyaretçileri ile dolar.Hepsi de “bilgi” isterler.Bildiğiniz üzere birinci derece yakını harici gelenlere hastalığı hakkında bilgi verilmez.Bu talepler olur ise kişinin yakınlarına bilgi verildiğini belirtin ve “özel güvenlik” koordinasyonunda “ziyaret” i koordine etmelisiniz.Öncesinde bilgi verdiğiniz hasta yakınını çağırarak ilgili kişi ile bu kişiden bilgi alabilirsiniz şekli ile yönetilebilir.
8-Kriz Yönetimi: Acil serviste heran “ölüm” olması olası.Türk insanı olarak bizler, kriz anında soğuk kanlılığı korumamız da pek mümkün değil malesef.İnsanımız acısının derecesini gösterme olarak sağı solu dağıtma (çok üzüldü kapı pencere dağıttı,düz duvarı yumrukladı vs tarzı) az görünmeyen oranda bu şekilde yaklaşımlar da olası malesef.CPR esnasında endişeli bekleyen kişilere içerideki olay ile ilgili ara bilgilendirmeler yapılması,sonuca alıştırılması o esnada;öfke patlamalarının birden olmasından daha iyidir.Bu gibi durumlarda CPR esnasında telefon ile güvenlik eşliğinde bilgilendirme yapılmalı,hasta yakınlarına “yas süreci” içerisinde,müdahale sonrasında bilgilendirme “talepleri var ise” yine en aklı başında olana yapılmalı mümkünse.Ölüm durumundan sonra ailenin beklentisi defin işlemlerinin hızlı gerçekleştirilmesi olmaktadır.Bir an önce tamamlanıp cenazelerini alarak gitmek isterler.O yüzden elinizde imkan var ise en kısa zamanda defin raporu düzenlenerek verilmelidir
9-Koruyucu Ekipmalar :
Fiziksel saldırılara önlem olarak biber gazı vs tarzı önlem olarak bulundurulabilir.Ancak bu vb malzemeler kullanılması durumunda karşı tarafı daha da agreve edebilecek yaklaşımlar olabileceğini unutmamalı.Elimizde sadece “hukuk ” ve “güvenlik elemanları” caydırıcı olarak bulunmakta.En güzeli bir şekilde bertaraf etmekte diye düşünüyorum.O esnada bir şekilde kullanıp bertaraf edilebilir ancak malesef sosyal yaşamda(hastane dışında) bu vb kişiler bela olabilirler.Dikkat.
Özetle ; Her hekimin veya insana hizmet eden mesleğin beklentisi “hizmet ettiği” kişilerin gereken saygıyı,sevgiyi göstermesi,yaptığı işten bu şekilde zevk alması mutluluk duymasıdır.Ancak yukarıda değindiğimiz gibi (saldırganlaşmaya meyilli) psikiyatrik hastalığı veya kişilik bozukluğu olan oranı az değil.Bizler bu durumları değiştirme gücüne sahip değiliz malesef,sadece zarar görmeden yönetebiliriz.Aklıma gelen bir kaç noktayı hem “düşünme-yönetmeye yönelik tecrübeli hekim abi-ablalarımızın katkı” sunmasına yönelik bir giriş olsun diye düzenledim.Zaten bildiğiniz ve uyguladığınız yaklaşımlar çoğu.Umarım bu durumu düzeltmek için üzerine düşen herkes en kısa zamanda azaltıcı önlemleri alırlar.İyi çalışmalar dilerim.Katkılarınızı bekliyoruz.