Doktor GözündenDr.M.Burak ÖLMEZSerbest Paylaşımlar

#00153# Mevsim Hastalıkları Serisi-6 İnfluenza (Grip)

Yıl 2009 acil servise başladığım ilk sene,domuz gribi diye tabir edilen inhluenza (H1N1) in memlekete geldiği ilk sene(şansın da bu kadarı) öncesinde 300-400 gelen acil servise hasta sayısı 600-700 olduğu zamanlar.(iki doktoruz).Grip aşısı da gelmişti.Gelen hastaların durumunu görünce hemen yaptırmak istedim.Nöbette iken aşımı yaptırdım nöbet ertesi 3 ün boşum,eve gittim.Ertesi günü yüksek ateş ve öksürük ile başlamıştı dü gibi aklımda.O zamana kadar böyle hasta olduğumu hatırlamıyorum.Dedim aşının yan etkisi mi acaba? 3 gün öksür öksür +yüksek ateş ,dedim pnomoni oldum galiba,kuru öksürük balgam yok ancak öksürmekten artık akciğerler dışarı çıkacak hissi.Bir meslektaşınız olarak bu hastalığı geçirirken dedim beni böyle yaptı ise yaşlısını çocuğunu cidden öldürür.O yüzden grip aşılarınızı acilde çalışan arkadaşlar için mutlaka yaptırmanızı öneririm.Yazıya katkı yapacak arkadaşlar face grubunda yorum kısmına yazabilirler.Faydalı olması dileğimle,iyi çalışmalar..

Nezle ile ayrımı aslında çok zor olmayana ama bazen pratikte zorlandığımız ve mevsim hastalığı olan grip hastalığından bahsedelim. “paçavra” hastalığı olarak da tabir edilen,adı üzerinde hastalığı geçiren kişileri paçavraya çevirdiğinden olsa gerek(morbid) ve riskli grupta (65 yaş üstü ek hastalık vs ) mortal de olabilen bir hastalıktan bahsedelim.Öldürür mü?  “1918-1919 yılında görülen influenza  pandemisi en büyüğü olup 21 milyon kişinin ölümüne yol açmıştır” riskli grupta “mortal” olabilir.

 

İnfluenza, ani başlayan yüksek ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, nonprodüktif öksürük, burun akıntısı ile karakterize; burun, göğüs, bronşlar ve seyrek olarak da akciğerleri tutan viral infeksiyondur.

**İnfluenza epidemileri, virusun yüzey glikoproteinlerinin değişimi ile ortaya çıkan antijenik varyasyonlar nedeni ile oluşmaktadır.(o yüzden senelik grip aşılarının içeriği değişebilir,en sık epidemi yapabilecekler kullanılarak üretilmektedir)(patoloji ve patofizyolojiye çok girmeyeceğim ,ilgili arkadaşlar altta linki paylaştığım kaynaklara göz atabilirler)

Kimlerdir bu riskli grup?

  • Astım, bronşit, amfizem, hatta tüberküloz gibi kronik akciğer hastalığı olanların yanısıra; iskemik kalp hastalığı olanlar, diyabet veya kronik nefrit hastaları, Parkinson veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıkları olanlar, sirozlular,kanser hastaları, anemisi olanlar bu listede yer almışlardır.
  • ABD ve İngiltere’de yapılan prospektif çalışmalar, salgınlarda kaybedilen olguların % 93- 95’ inde yukarıda belirtilen hastalıkların en azından birine rastlanıldığını göstermiştir.Benzer şekilde, salgınlar
    sırasında kronik allerjisi ve astımı olanlarda komplikasyonların çok daha sık ortaya çıktığı, kistik fibrozislilerde ise akciğer sorunlarına daha fazla rastlanıldığı belirlenmiştir. Fransa’daki kayıtlar, 20. yüzyılın başındaki salgınlarda, kaybedilen hastalar arasında diabetlilerin büyük çoğunluğu oluşturduğunu göstermektedir; 1957’de, Hollanda’da Asya suşu ile oluşan pandemi esnasında diabetliler arasındaki ölüm sıklığının % 25 oranında artmış olduğu kaydedilmiştir
  • YAŞ: 1957 yılından başlayarak, ABD’de takip edilen üç ayrı salgında kaybedilen hastaların %90’dan fazlasını 65 yaş üstü gruptan kişiler oluşturmaktadır;aynı ülkede mortalite oranlarına bakıldığında ise 1-4 yaşlarındaki çocuklarda 100,000’de 1.8
    olan düzey, 45-64 yaş grubunda 7’ye; 65-74 yaş grubunda ise 25’e yükselmektedir.
  • SİGARA:  Bu alışkanlığın gribe yakalanma açısından bir risk faktörü olduğu kabul edilir. İsrail askerleri arasında yapılan bir çalışmada,influenza salgını sırasında, sigara içmeyenlere oranla içenlerin hastalığa yakalanma açısından daha büyük
    risk taşıdıkları belirlenmiştir (% 47 ve% 68); ayrıca sigara kullananlarda hastalık belirtileri daha şiddetli olmaktadır.
  • MORBİDİTE:  İnfluenza viruslarının yol açtığı infeksiyonlarda,morbidite oranının belirlenmesi, çocuklarda, gebelerde ve risk gruplarında yapılan geniş kapsamlı çalışmalar ile araştırılmıştır. Örneğin 1970- 78 yıllarını kapsayan bir çalışmada, influenza A
    infeksiyonlarına bağlı olarak hastaneye yatış oranları:1-44 yaş grubu için 1/2900; 45-64 yaş grubu için 1/1000 ve 65 yaş üstü için 1/270 olarak belirlenmiştir. Febril solunum yolu şikayetleri ile sağlık kurumlarına başvuran çocukluk çağından hastaların ortalama % 15’inde etken olarak influenza virusları saptanmıştır.Salgınlar sırasında morbidite artışını izlemede farklı yöntemlerden yararlanılabilir. Örneğin sağlık kuruluşlarına ayaktan başvuran hasta sayısındaki artışa bakarak infeksiyon sıklığını belirlemek olasıdır. İngiltere’de 1986-1995 yıllarının kış aylarında grip belirtileri ile hastaneye başvurma oranı haftada
    30-70/100,000 iken, salgın yıllarında bu oran 600-800/100,000’e ulaşmıştır. Aynı ülkede, 1976 verilerinde toplumun % 49’unun influenza infeksiyonu gerekçesiyle hekime başvurdukları saptanmıştır.
  • MORTALİTE: Solunum yolu infeksiyonlarına yol açan viruslar arasında, mortaliteye yol açan en önemli etken influenza viruslarıdır.Yapılan bir hesaplamada, 1972- 1992 yılları arasında, ABD’de influenzaya bağlı ölüm sayısı 426,000 olarak belirlenmiş, influenza A H3N2 suşlarına bağlı mortalitenin H1N1 ve B suşları ile görülenlerden yüksek olduğu görülmüştür.Buna karşın 1918 salgınında, H1N1 suşu, özellikle gençler arasında ölümlere yol açmış; ancak sonraki yıllarda hem bu suşun görülme sıklığı azalmış, hem de yüzyılın başında suşun sahip olduğu letal ensafalite yol açma özelliğine bir daha rastlanmamıştır. Bir salgın sırasında influenza A virusu ile yoğun biçimde infekte olanların özellikle 20 yaşından küçük gençler olduğu biliniyorsa
    da, yüksek mortalite oranlarına 65 yaş üzeri yaşlı grupta rastlanmaktadır. Salgınlar sırasında gözlenen ölümler, influenza infeksiyonundan ziyade, sekonder olarak tabloya eklenen diğer virus veya bakterilerin neden olduğu komplikasyonlardan, özellikle pnömoniden kaynaklanmaktadır.
  • SOSYOEKONOMİK KAYIPLAR: Geçmiş yıllardaki üç büyük epidemi ile ilgili bulgulara göre, salgının boyutuna bağlı olarak, toplam maliyetlerinin bir-üç milyar dolar olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Günümüzde tüm dünyada ise devamsızlık nedenleri arasında grip olgusunun % 10 oranında yer aldığı; 1995 yılında yapılan bir çalışmada, ABD’de bir yılda 75 milyon günden fazla iş gücü kaybının nedeninin bu infeksiyon hastalığı olduğu saptanmıştır.

H1N1 Virusu (Domuz Gribi):

  • Mart 2009’da Meksika’da bir domuz çiftliğindeki domuzlarda görülen ve domuzlardan insana geçen grip enfeksiyonu tanımlandı.
  • Kısa süre içerisinde bu grip Meksika’nın diğer bölgelerine ve komşu ülke olan ABD’ye yayıldı. Arkasından da kıtalar arası yayılım
    göstererek tüm ülkeleri etkilemeye başladı.
  • Dünya Sağlık Örgütü 11 Nisan 2009 tarihinde bu virüsün neden olduğu ve tüm dünyayı etkileyen infeksiyonu “Grip pandemisi” olarak ilan etti. Salgın Meksika’da başladığı için önce “Meksika Gribi”, domuz kaynaklı olduğu için “Domuz Gribi” gibi isimlerle anılmaya başlandı ise de, daha sonra insan, kuş ve domuz grip virüslerinin genetik karışımı sonucu oluşan bu virüs ”Yeni A(H1N1)v” olarak anılmaya başlandı.

Klinik: Salgının yaygın olması, ölüm oranının yüksek olduğu anlamına gelmez. Ölüm oranı % 1.2 kadardır. Özellikle gebelerde, aşırı kilolu ve kronik hastalığı olanlarda ölüm oranının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Belirtileri mevsimsel gribe benzer,
ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrıları, başağrısı, titreme ve yorgunluk ön plandadır. Bazı kişilerde ishal ve kusma görülür. Pnömoniye bağlı ciddi hastalıklar ve ölümler olabilir.

Bulaşma özellikleri: Pandemik İnfluenza H1N1 infeksiyonu, 1-3 günlük kuluçka süresinden sonra başlamakta ve hastalık 3-7 gün sürmektedir. İnsandan insana hapşırma ve öksürme ile saçılan damlacıklar yoluyla yayılır. Ayrıca el teması da önemlidir. Hasta
olan kişiler belirtiler görülmeden bir gün önce ve hastalık boyunca infeksiyonu yayabilirler.

Tanı: İnfeksiyonun tanısı moleküler teknik Polimerize Zincir Reaksiyonu (PZR) ile konulmaktadır.Her olguda laboratuvar tanısının
konulması da gerekmez.  Grip tanısında kullanılan diğer hızlı testlerin H1N1 gribi için duyarlılık ve özgüllükleri düşüktür ve hastalığın tanısında yeri yoktur.

Tedavi:  Tedavide klasik gripte olduğu gibi oseltamivir veya zanamivir kullanılır. Bu ilaçlar belirtiler görüldükten sonra ilk 2 günde kullanılmalıdır. Ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalı, grip için risk gruplarına tedavi uygulanmalıdır. Ayrıca belirtilere yönelik ilaç-
lardan da yararlanılabilir. Ağrı kesici olarak aspirin kullanılmamalı, parasetamol tercih edilmelidir. Pandemi başladıktan sonra korunma amaçlı olarak, örneğin yurt dışına giderken ilaç alınması önerilmez.Antiviral ilaçların kullanılmasının yanında; ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar, burun akıntısını ve tıkanıklığını giderici ilaçların kullanılması, yatak istirahati, bol sıvı alınması, hasta odasının sık sık havalandırılması grip tedavisinin temel taşlarıdır. Eller sık sık yıkanmalıdır. Zatürre gelişen olgular hastanede yatarak tedavi edilmelidir.

Aşı: Mevsimsel influenza aşısına ek olarak influenza H1N1 aşıları uygulanmalıdır.

İnfluenza H1N1 aşısı gereken riskli gruplar;
1. Altı aydan 24 yaşa kadar olanlar
2. Altı aydan küçük bebeklere bakanlar
3. Gebeler (Gebeliğin her döneminde)
4. 24-65 yaş arasında kronik hastalığı olanlar
5. Sağlık çalışanları

**Aşının, yapıldığı gün ortaya çıkan hafif belirtiler (ateş, aşı yerinde şişlik ve kızarıklık, koltukaltı lenf düğümlerinin şişmesi) dışında ciddi yan etkisi yoktur.

** Squalen, grip aşılarında 1997’den beri kullanılmakta olup, Avrupa Birliği ülkeleri de dahil olmak üzere 26 ülkede EMEA tarafından ruhsatlıdır ve bugüne kadar 40 milyondan fazla kişiye uygulanmış ve ciddi yan etkiler görülmemiştir. Çalışmalar pandemik grip aşısının yan etkilerinin mevsimsel grip aşısı ile benzer olduğunu göstermektedir.

İNFLUENZA ALGORİTMA

KOMPLİKASYONLAR: (DN: Hastalar ayaktan tedavi ile yönlendirilir ise riskli gruba bilgi verilmesi önemlidir,şu-şu şikayetler olur ise tekrar başvurun şeklinde)

AŞI: 

Aşı ne zaman yapılır?

Ekim- Kasım ayları en iyi zamanlardır. Aşı bu aylarda yapılamamışsa Ekim başından Mayıs sonuna kadar herhangi bir tarihte de aşı uygulanabilir. Aşı yapıldıktan 2 hafta sonra koruyuculuk gelişir. Grip aşısı influenza benzeri diğer virüslerin sebep olduğu hastalıkları önlemez.

Dozaj ve uygulama yolu;

Aşı, olarak, 35 aylık ve daha küçüklere 0,25 ml., 3 yaş ve daha büyüklere 0,5 ml. olarak ve intramusküler yolla deltoid kastan uygulanır; çocuklarda önerilen uygulama yolu ise uyluğun anterolateral kısmıdır.

 

ALGORİTMA KAYNAK: TIKLAYINIZ 

KAYNAK -2: TIKLAYINIZ 

KAYNAK-3: TIKLAYINIZ

Burak Ölmez

Büyük Türk hakanı Atilla; "Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!" demiş. "Ama nasıl olur?" demişler. "Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?" Atilla cevap vermiş; "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır" (teşbihte hata olmasın) bir "tüyo" bazen bir "hayat"kurtarabilir felsefesinde bir insan,bir hekim..
Başa dön tuşu