Acilde güzel güzel(!) çalışıyorsun hastalar geliyooor gidiyor. Nöbetin ortalarına gelmişsin yorulmaya da başladın yavaştan.
Uzun zamandır olmayan bir şey oldu. Alarm gibi bir şey çalmaya başladı, sesi hatırlıyorsun ama ne olduğunu tam çıkaramıyorsun daha önceden de duymuştun bu sesi.
Hemşirelerden biri seslendi:
‘’3. kattan mavi kod verildi’’
Evet yaaa, mavi kod sesiydi bu. Acil çantanı aldın koştur koştur geçtiniz 3. Kata. Hangi oda olduğunu soracaktın sağına baktın ki bir odanın önünde kalabalık var koştun oraya, girdin içeri. Birisi kalp masajı yaparken diğeri balon valv maske ile oksijen veriyor. Acil çantanı açarken hasta hakkında bilgi alıyorsun, yemek yedikten birkaç dakika sonra morarmaya başlamış ve ardından arrest olmuş.
Hastaya şöyle bir baktın 3 numara blade’ini ve 7.5 numara tüpünü çıkardın. Tüpün kafı şişiyor mu diye kontrol edildikten sonra aldın eline laringoskopu girdin. İlerledin ilerledin, epiglotu gördün epiglotun arkasına geçip yukarı doğru bileğini hareket ettirmeden kaldırdın laringoskopu. Vokal kordları çok güzel görüyorsun tüple ilerledin ve geçtiğini gördün. Kafı şişirdin balon valv maskeyi tüpün arkasına taktın ve solutmaya(ambulamaya) başladın. Vokal kordları geçtiğini gördüysen bu zaten doğru entübasyonun en önemli kanıtı ancak sen yine de oskülte ederek yeri doğrulamak istiyorsun.
Ayrıca entübasyonun zorunlu olmadığını hastayı balon valv maske-airway ile de solutabileceğini biliyorsun, neyse ki bu sefer hasta entübe oldu.
İlk olarak epigastrik bölgeyi dinledin, yanlış entübasyon mu acaba diye. Güzel, yanlış entübasyon değilmiş, bu sefer de sağ ve sol akciğerleri karşılıklı dinlemeye geçtin acaba sağ entübasyon mu diye?
Biliyorsun ki sağ bronşun açılanmasından dolayı tüpünü ilerlettiğin zaman sağ ana bronşa girme ihtimali yüksek. Dinledin ve gerçekten de sağ akciğerde sesler sola göre çok fazla, kafı indirdin biraz tüpü geri çektin ve tekrar dinledin, şimdi eşit gibi sesler. Orada tüpü sabitledin ve ambulamaya devam ediyorsun, tabi o esnada cpr devam ediyor. Sen gelene kadar adrenalin başlanmamış.
Adrenalin 1mg iv puşe 3-5 dakikada bir olacak şekilde adrenaline başladın. Adrenalin yapıldıkça arkasından bolus iv sıvı veya 10cc flash yapılmasını da söyledin. Çünkü 1 mg adrenalin tek başına yapıldığında ya intraketin içinde kalıyor ya da periferden santrale geçemiyor. Bunu biliyorsun.
Arrest yönetimini elinde ambuyla yapıyorsun ama hastanın saturasyonu bir türlü yükselmiyor. Maksimum 80 oluyor. Entübasyon tüpünden de ambuladıkça değişik sesler gelmeye başladı. Hastanın çorba içtikten sonra arrest olduğunu hatırladın. Aspiratörü istedin entübasyon tüpünü içerisinden aspire etmeye başladın ve gerçekten de hasta çorbayı aspire etmiş. Aspirasyon bitip ambulamaya tekrar döndüğünde saturasyonun 96’lara çıktığını gördün. Kapnometriyi tüpün arkasına taktın ve 28-29 gibi etc02. Efektif olmaya başladı yaptığın iş. Nabız ve ritim kontrolü yapıyorsun ama yok, hasta dönmüyor. Bu kontroller için minimal zaman ayırıyorsun, cpr’a uzun süre ara vermemek gerek tabi. Adrenalinler devam ediyor o sırada. Tercihen cpr’a ara verip nabız kontrolü yaptığınız esnada adrenalin vermeye çalışıyorsun. (Tüm bunlar devam ederken müdahale eden doktorlardan biri odadan çıkıp kendini hasta yakınlarına tanıttıktan sonra içeride müdahalenin devam ettiğini hastanın kalbinin atmadığını ve solunumunu da sizin yaptırdığınızı, her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini söylüyorsun. Bu bahsedilen bilgilendirme ilerleyen zamanlarda çok ama çok işinize yarayacak muhakkak bu bilgilendirme yapılmalı müdahale devam ederken)
Yaklaşık 20. Dakika kontrolünde monitörde ritim gördün herkes bir oh çekti ancak sen hemen elini carotise uzattın, nabızsız elektriksel aktivite(NEA) diye bir şey var. Evet nabız alamadın, cpr’a devam edilmesini söylüyorsun ama şaşırmış bir şekilde sana bakıyorlar.
Hasta döndü doktor hanım neden devam ediyoruz?
‘’Nabız yok, NEA bu’’ diyorsun, tekrar başlıyorlar masaja, adrenaline. Kontrollerde gerçekten nabız yine yok ve elektriksel aktivite de kaybolmuş. Uğraşlarınız fayda etmiyor. 60 dakika oldu hala devam ediyorsunuz fakat hasta dönmedi. Her hastanın dönmeyeceğini de biliyorsun. Ex kabul ettin hastayı.
Hasta yakınlarına bilgi vereceksin. Dışarı çıktın hastanın isim soyismini söyledin yakınları burada mı dedin ve etrafına toplandılar. Aralarında tercihen yaşça en büyük ve erkek olanı seçip göz temasını kurup yeterli müdahaleyi yaptığınızı, tüm müdahalelere rağmen hastanın kalbinin atmadığını hastanın vefat ettiğini söylüyorsun. Bu haberi verirken net ifadeler kullanıyorsun. Boşluk bırakmadan…
‘’Hastanız vefat etti, hastayı kaybettik başınız sağolsun’’ gibi.
Ve son olarak arrest algoritmasını bir daha hatırlayalım. Ritimler 2’ye ayrılıyor, şoklanabilir ve şoklanamaz olarak.
Şoklanabilir:
1)VF
2)Nabızsız VT
Şoklanamaz:
1)Asistoli
2)NEA
Geri döndürülebilir nedenler ve yaklaşımı bundan sonraki vakalarda görelim