Doktor GözündenDr.M.Burak ÖLMEZSerbest Paylaşımlar

#00029# 6. Hastalık (Ekzantem subitum veya rozeola infantum)-Birkaç Püf Nokta

Yazı Künyesi: #00029#

6.HASTALIK ( Ekzantem subitum veya rozeola infantum)-Birkaç Püf NOKTA

NOT:Bu Yazıyı şuan muhtemel bu hastalığı geçiren ateşi ara ara 40C yi bulan kızım Elif Ela nin uyurken başında,size de acile gelirse aklınızda olsun diye yazıyorum..Çocuklar masum..Anne-baba olunca çocuk hastalara bakışınız hele de kendi çocuğunuz olursa hastalanırsa yönetmek çok zorlaşıyor..Çocuk hastalıkları ve yakınına yaklaşım acilde bilinmezse olmaz durumlardır..

Genellikle altı ay ve üç yaş arası süt çocukluğu döneminde görülen altıncı hastalık, kısa süreli ateş ve huysuzluk gibi belirtiler nedeniyle diş çıkarma belirtileri ile karıştırılıyor.

Süt çocukluğu döneminde sık rastlanan iyi huylu genellikle döküntülü olan bulaşıcı bir hastalık olan altıncı hastalık (Ekzantem subitum veya rozeola infantum) genellikle 6 ay – 3yaş arası çocuklarda sık görülür.

Hastaların %95’i 3 yaş altındadır ve en sık 9 ay civarında görülür. İlk 6 aylık dönemde anne karnında göbek bağından geçen antikorlar bebeği korumaktadır. Yenidoğan döneminde %90’larda olan bu antikor düzeyleri 4-6 ay döneminde %40-50’lere düşmektedir.

  • Solunum yolu ile bulaşır
  • Hastalık, çocukluk çağı döküntülü hastalıklar grubuna girer ve bulaşıcıdır. Etkeni genellikle HHV-6 ( human herpes virüs-6 ) olup, bazen HHV-7 de bu hastalığa sebep olabilmektedir.
  • Bulaşma virüs içeren solunum yolu sekresyonları aracılığıyla olur. Çocukluk çağındaki diğer döküntülü hastalıkların aksine altıncı hastalığı olan çocuklarda diğer çocuklarla temas öyküsü nadirdir ve salgınlar sık değildir. Çoğu sağlıklı erişkin tükürükle HHV-6 ve HHV-7 atar ve bu çocuklara virüs bulaşması için önemli bir kaynaktır.
  • İlkbahar ve sonbahar aylarında daha sık olmakla birlikte tüm yıl görülebilir. Hastalığa sebep olan virüsler A ve B olmak üzere iki tiptir ve çoğunda etken tip B’dir.
  • Tip B’de hastalık bir kez geçirildikten sonra tekrarlamaz, hayat boyu bağışıklık oluşur. Tip A ‘da ise bağışıklık baskılandığında tekrar vücutta aktifleşebilir. Hastalık nadiren de olsa farklı bir tiple tekrarlanabilir.
  • En iyi ipucu ateş
  • Hastalığın kuluçka süresi 9 – 10 gündür ve genellikle yüksek ateşle başlar. Ateş 40 dereceyi bulabilir. Ateşli dönem sırasında hastaların %5-10’u nöbet geçirir. Ateş dönemi 3-4 gün sürüp ateş birden düşer ve döküntü başlar.
  • Döküntüler gövdede başlayarak boyun, kol ve bacaklara yayılır. Pembe 2-3 mm çapında basmakla solan kaşıntısız döküntüler 2-3 güne söner.
  • Hafif boğaz kızarıklığı, burun akıntısı, göz kapaklarında şişlik, hafif ishal bazen de boyunda lenf bezi büyümesi eşlik edebilir. Bazen boğazda yaralar görülebilir. Bu hastalık nadiren beyin zarı ve beyin dokusu, akciğer, karaciğer iltihabı yapabilmektedir.
  • Belirtiler diş çıkarma ile karıştırılabilir
  • Yapılan çalışmalarda bu virüsün ateşli havale ile de ilişkili olduğu gösterilmiş ve bu tür vakalarda görülen hastalık tablosu döküntüsüz altıncı hastalık olarak adlandırılmıştır.
  • Döküntüden önceki dönem ateş dönemi olduğu için ateşe sebep olan birçok hastalıkla (diş çıkarma, üst solunum yolu ve idrar yolu iltihabı gibi) karışabilir. Süt çocukluğu döneminde olduğu için döküntü öncesi ateş dönemi daha çok aileler tarafından dişe bağlı ateş gibi düşünülebilmektedir.
  • Döküntünün olduğu dönem ise diğer çocukluk çağı döküntülü hastalıkları (kızamık, kızamıkçık, kızıl gibi), ilaç alerjisi veya meningokoksik menenjitle karışabilmektedir. Bu nedenle önemli hastalıkların atlanmaması açısından döküntüsü olan hastanın görülmesi tanının hekim tarafından konulması uygundur.
  • Altıncı hastalık olan çocuklara döküntü öncesi ateşli dönemde sıkça antibiyotik verilmektedir, oluşan döküntü yanlışlıkla ilaç alerjisi olarak yorumlanabilmektedir. Ancak döküntünün farklı şekillerde olabilmesi, kaşıntı olması ve suçlanan ilacın kesilmesinden sonra döküntünün kaybolması ilaç döküntüsü olduğunu düşündürür.
  • Hastalık 1 haftaya kadar sürebilir. Tehlikeli olmayan ve spesifik bir tedavi gerektirmeyen bir hastalıktır. Ancak 3-4 günlük şiddetli ateş döneminde %6-15 sıklığında ateşli havale görülebilmektedir. Bazı hastalarda özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda nadiren de olsa akciğer, beyin dokusu ve karaciğer iltihapları olabilmektedir.
  • Antibiyotik tedavisi gerektirmez. Bol sıvı alımı ve istirahat önemlidir. Ateşi düşürmek ve ateşli havale riskini azaltmak amacıyla ateş düşürücüler kullanılabilir ve ılık banyo yaptırılabilir. Bağışıklığı baskılanmış bireylerde veya akciğer, beyin veya karaciğer iltihabı olan olgularda ileri merkezde yatırılarak antiviral tedavi uygulanmalıdır.
  • Henüz bir aşısı yoktur. Bulaşıcılığı çok fazla olmadığı için izolasyon önerilmez. Hijyen kurallarına uyma ve sık el yıkama uygun korunma yöntemleridir.

Bu belirtiler varsa hemen doktora

Çocuğun ateşi düşmeden döküntüler başlamışsa,
3-4 günlük ateş dönemi geçtikten sonra tekrar ateşlenirse,
Dalgınlık, uykuya eğilim ve halüsinasyonlar olursa,
Ciddi baş ağrısı,
Ense sertliği ve tekrarlayan kusmalar olursa,
Su kaybı bulguları varsa ve genel durumu kötü ise tekrar doktora başvurulmalıdır. Başka bir hastalık olabilir. Buna yönelik tetkik ve tedavi gerekebilir.

DN:
Yazıda önemli noktalara tekrar dikkat çekelim BAZI PÜF NOKTALAR:
1.Solunum yolu ile bulaşır
2.Çoğu sağlıklı erişkin tükürükle HHV-6 ve HHV-7 atar ve bu çocuklara virüs bulaşması için önemli bir kaynaktır.(muhtemelen kızımıza biz taşıdık)
3.En iyi ipucu ateş(40 dereceye varabilir çoğu döküntülü hastalıkta bu kadar yükseklik nadirdir)
4.Hastalığın kuluçka süresi 9 – 10 gündür ve genellikle yüksek ateşle başlar. Ateş 40 dereceyi bulabilir. Ateşli dönem sırasında hastaların %5-10’u nöbet geçirir. Ateş dönemi 3-4 gün sürüp ateş birden düşer ve döküntü başlar.(Burada böyle gelen hastaya antipiretik olarak parasetamol,ıbuprofen oral suspansiyon yanında havale riski için PARANOX SUPP reçete etmek gerekir %10 az bir oran değil)Bu arada PARANOX SUPP 2 tiptir DÜZ PARANOX(fenobarbitalli) ve PARANOX-S SUPP(sadece parasetamol ) bunu ayrıca paylaşacağım.
5.Döküntüler gövdede başlayarak boyun, kol ve bacaklara yayılır. Pembe 2-3 mm çapında basmakla solan kaşıntısız döküntüler 2-3 güne söner.(Döküntüler ateş düştükten sonra başlar ayırıcı tanı için BİREBİR)
6.Hafif boğaz kızarıklığı, burun akıntısı, göz kapaklarında şişlik, hafif ishal bazen de boyunda lenf bezi büyümesi eşlik edebilir. Bazen boğazda yaralar görülebilir. Bu hastalık nadiren beyin zarı ve beyin dokusu, akciğer, karaciğer iltihabı yapabilmektedir.(diğer hastalıklardan(usye etkenleri) ayrım zordur)
7.Döküntüden önceki dönem ateş dönemi olduğu için ateşe sebep olan birçok hastalıkla (diş çıkarma, üst solunum yolu ve idrar yolu iltihabı gibi) karışabilir.
8.Döküntünün olduğu dönem ise diğer çocukluk çağı döküntülü hastalıkları (kızamık, kızamıkçık, kızıl gibi), ilaç alerjisi veya meningokoksik menenjitle karışabilmektedir
9.Altıncı hastalık olan çocuklara döküntü öncesi ateşli dönemde sıkça antibiyotik verilmektedir, oluşan döküntü yanlışlıkla ilaç alerjisi olarak yorumlanabilmektedir.(AMPİRİK AB verilirse döküntü AB den oldu şeklinde karışabilir.)
10.Antibiyotik yerine bol sıvı
11.Hastalık 1 haftaya kadar sürebilir. Tehlikeli olmayan ve spesifik bir tedavi gerektirmeyen bir hastalıktır. Ancak 3-4 günlük şiddetli ateş döneminde %6-15 sıklığında ateşli havale görülebilmektedir.(PARANOX reçete et hasta yakınınına TEMBİH ETMELİ)
İyi çalışmalar

ACT FACEBOOK SAYFASI TIKLAYINIZ

TÜM PAYLAŞIMLARIM FACEBOOK KISAYOL TIKLAYINIZ

  SOSYAL TIP YAZILARIM

Burak Ölmez

Büyük Türk hakanı Atilla; "Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!" demiş. "Ama nasıl olur?" demişler. "Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?" Atilla cevap vermiş; "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır" (teşbihte hata olmasın) bir "tüyo" bazen bir "hayat"kurtarabilir felsefesinde bir insan,bir hekim..
Başa dön tuşu